2 Kasım 2014 Pazar

Kitaptan Güzel Kesitler 4: Gabriele' den Asya'ya şiir

(...)

Not: Bu şiiri Tagore isimli bir şair yıllar önce yazmış.*

Seni kolaylıkla tanıyacağım kaygısıyla,
benimle oynuyorsun.
Gözyaşlarını gizlemek için,
gözlerim kahkahalarınla kör ediyorsun.
Biliyorum, hünerini biliyorum.
Söylemek istediklerini asla söylemezsin sen.
Değerini anlamayayım diye,
bin bir yolla benden kaçıyorsun.
Kalbalıklara karışma korkusuyla,
kenarda kalıyorsun.
Biliyorum, hünerini biliyorum.
Yürümek istediğin yolda asla yürümesin sen.

(...)


Kitaptan Güzel Kesitler 3: Son ve Başlangıç

(...)

Gabriele ile randevusu Valentino Parkı'nın girişinde.
Önce o ulaşıyor.
Kendini sinirli, şaşkın ve beceriksiz hissediyor.
Gabriele onun foğrafını görmedi bile. Ya onu beğenmezse?
Çantasından sigara paketini çıkarıyor. Kendini daha da aptal hissediyor. Kıvırıyor ve çöp kutusuna atıyor.
Kendini tanımlamak için parmakları arasında duracak sigaraya gereksinimi yok.
Onu beğenirse, iyi. Beğenmezse başka birini bulsun.
Uzaktan gelmekte olduğunu görüyor. O olduğunu biliyor çünkü elinde bir gül var. Hay aksi, ne kadar da uzun boylu. Böyle uzun boylu olabileceği aklına gelmemişti.

ERKEK: Selem. Bu sana. Doğum günün kutlu olsun.
KIZ: Teşekkürler. İlk kez biri bana gül hediye ediyor.
ERKEK: Aslında ikinci kez...
Kahkaha atıyorlar.
KIZ: Demek istediğim... gerçek bir gül.
Uzunca bir süre birbirlerine bakıyorlar.
KIZ: İstediğin gibi miyim?
ERKEK: Sensin... Sen, sensin.
Sessizlik.
ERKEK. Ya ben? Düşündüğün gibi miyim?
KIZ:Çok daha uzunsun!
Bir kez daha gülüyorlar.
ERKEK: Limonlu dondurma ister misin?
KIZ: Evet.
Yan yana yürüyorlar.
Beraber attıkları adımlar çok daha hafif.

(Kitabın başı)

Parkın ortasındaki dondurmacının önünde duruyorlar. Dondurmacı elinde kepçesi, çocukları gülerek karşılıyor.
"Eee çocuklar, neli istersiniz?"
"Ona bir top limonlu, bana çilek ve çikolata."
"Ama ben ödeyeceğim bak!" diyor kız.
"Kesinlikle olmaz, ben ödüyorum!" diye karşı çıkıyor oğlan.
Kız,"Ama benim doğum günüm, benim ödemem gerek!" diye diretiyor.
"Bugün dondurmalar bedava!" diye araya giriyor dondurmacı. "Kavga etmeyin. Doğum günün kutlu olsun. Kaça basıyorsun?"
"On altı!" diyor kız gururla.
Adam gözlerini yukarıya kaldırıyor, hüzünlü bir ifadeyle, "Hey gidi on altı! Ne güzel yıllar..."
"Hangi açıdan baktığınıza bağlı," diye karşı çıkıyor kız, dondurmasını yalarken.
Gençler, bol yapraklı geniş bir ağacın gölgesinde kalmış bir banka oturmaya gidiyorlar. Karşılıklı bağdaş kurarak oturuyorlar. 
ERKEK: Bugün ne oynayacağız?
KIZ: Gerçek oyunu.
ERKEK: Tamam. Kim başlıyor?
KIZ: Bir keresinde sana hayat hikayemi anlatacağımı söylemiştim Hatırladın mı?
ERKEK: Hatırlıyorum tabi. Ben de sana, o gün geldiğinde memnuniyetle dinleyeceğimi söylemiştim.
KIZ: Bu öyküde sen de varsın.
ERKEK: Ben mi? O zaman kesinlikle anlatmalısın. Meraklının tekiyim ben. 
KIZ: Evet... ama... nereden başlayacağımı bilemiyorum... Ya sıkılırsan?
ERKEK: Seninle hiç sıkılmam.
Kız ikirciklidir. Olup biteni yüksek sesle anlatabilmek için uygun sözcükleri bulmak kolay değildir, ama sonra anlatmaya başlar...








Kitaptan Güzel Kesitler 2: Ben kötü bir kızım

Anna Barone'yi yani babasının var olmadığını herkese ilan eden arkadaşını dövdükten sonra Asya, öğretmeni tarafından cezalandırılmıştı.

"Sen çok kötü bir kızsın!"

Asya yanıt olarak öğretmesinin ayakkabısına tükürmüştü. Burnu açık renk süet olan ayakkabısına. Öğretmeninin özenle kullandığı ayakkabısına. Öğretmen dehşete düşmüş gözlerle önce çok değerli ayakkabısına, sonra da Asya'nın öfke dolu gözlerine bakmıştı.

"Şimdi sana gösteririm eğitimin ne olduğunu, terbiyesiz!" diyen sesi çın çın çınlamış, bir yandan da Asya'yı kolundan çekelemişti.

Anna Barone'nin yüzünde, biraz önceki ısırığın korkunç acısına karşın, kazanılmış bir zafer havası vardı. Asya'nın öğrencilerin ve öğretmenin önündeki saygınlığını tek bir hamlede yerle bir etmişti.

Asya, okul gezisine katılmama cezasına çarptırılmıştı. Aylardır düşünü kurduğu deniz kenarına yapılacak gezi. Annesi mayosunu bile almıştı.

Ayrıca öğretmeni, ceza cümlesini defterine yüz defa yazmasını istemişti: ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım, ben kötü bir kızım

Böylece Asya kötü bir kız olmuştu.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Kitaptan Güzel Kesitler 1: İlk defa biri bana gül veriyor...

(...)

GABRİELE: Bu senin için:
GABRİELE:@ > > --- ---
ASYA: Bu ne böyle?
GABRİELE: İyi bak, sağa doğru doksan derece çevirdiğini düşün
ASYA: Gül bu!
GABRİELE: Doğru
ASYA: Teşekkür ederim... İlk defa biri bana gül veriyor
GABRİELE: Bağışlandım mı?
ASYA: Bilmiyorun, düşüneceğim...
GABRİELE: İyi. Ben çıkıyorum. Seni çette ne zaman bulabilirim?
ASYA: Salı öğleden sonra, diri diri okula gömülmüş durumdayım
GABRİELE: Salı öğleden sonra burada olacağım :)

(...)